Çok uzak diyarlarda hayvanların özgürce yaşadığı bir orman varmış. Ormanın kralı aslan, geyikler, tilki, tavşan ve kelebekler mutlu mesut yaşıyorlarmış. Hayvanların kardeşçe yaşadığı ormanın çok yakınında bir çiftlik varmış. Ormandaki hayvanlar aç kaldıkları zamanlarda çiftliğe saldırıyor ve orada bulunan tavuk ve koyunları yakalayıp götürüyor ve yiyorlarmış. Çiftçi ormandaki hayvanların bu saldırılarından çok bıkmış.
Eline tüfeğini almış ve ormana gitmiş. Amacı çiftliğine saldıran hayvanları avlamak ve onların hayvanlarına zarar vermesini önlemekmiş. Bu amaçla ormanın içinde dolaşırken uzaktan aslanı görmüş. Hemen tüfeğini omuzuna alarak nişan almış.
Nişan almış ama aslanın hallerinin bir garip olduğunu görmüş. Aslan ön ayaklarından birinin üzerine basamıyor ve çok acı çekiyormuş. Çiftçi böyle zor durumda olan bir aslan da olsa avlamak bana göre bir davranış değil diye düşünmüş ve tüfeğini omuzundan indirmiş.
Yavaşça aslana doğru yaklaşmış ve: “Korkma aslan kardeş, amacım sana zarar vermek değil, aksine sana yardım etmek istiyorum. Ne oldu ayağına bir bakabilir miyim?” demiş. Aslanın o kadar çok canı yanıyormuş ki çiftçiye karşı gelmemiş. Uysal bir kedi gibi ön ayağını kaldırarak çiftçiye doğru uzatmış.
Çiftçi aslanın ayağının altına bakmış ve kocaman bir deve dikeninin aslanın ayağına batmış olduğunu görmüş. Hemen sakince dikeni çıkarmış. Ayağına batan dikenin çıkması ile rahatlayan aslan keyifle kükremiş. Çiftçi aslanın kükremesinden korkmuş ve geri çekilmiş. Aslan: “Şimdi de sen korkma çiftçi asla sana zarar vermem. Aksine sana teşekkür ederim canımın yanmasına son verdin dile benden ne dilersen.” demiş.
Çiftçi: “Aslan kardeş benim tek isteğim artık çiftliğime saldırmamanız. Lütfen sen de ormanda yaşayan diğer hayvanlara söyle çiftliğimdeki tavukları, koyunları yemesinler artık.” demiş. “Merak etme çiftçi bundan sonra senin çiftliğinde benim korumam altında bundan sonra benim ormanımda yaşayan hiçbir hayvan senin çiftliğine saldırmayacak.” demiş aslan.
Gerçekten de o günden sonra çiftlikteki hayvanlar korkmadan rahatça yaşamışlar. Çiftçi de artık her gece nöbet tutmamış ve ormandaki hayvanları avlamayı aklından geçirmemiş.